29 Ekim 2014 Çarşamba

Cumhuriyetimiz kutlu olsun

Bilemedim bugün. Doksanbir yıl önce kazandığımız özgürlüğü sağlayan Cumhuryetimize sevineyim mi?

Yine diri diri toprağa gömülen insanlarımıza üzüleyim mi?

Ne karmaşa dolu toplum olduk biz böyle...

25 Ekim 2014 Cumartesi

Siyah bir hırka diktim.

İyi akşamlar. Güzel bir cumartesi akşamından selamlar gönderiyorum. Çok keyifliyim. Keyifle giyeceğime inandığım bir hırka diktim çünkü. Hem de bu ayın burda dergisinden. Doğrusunu söylemek gerekirse bu ayın dergisini de sadece bu model için aldım. Geri kalan modellerden şimdilik hoşlandığım yok.















Modeli dikeceğim deyince kızım ne dese beğenirsiniz. "anne içinde bir kokoş varmış da saklamışsın" Hadi ordan dedim sertçe. Nerem kokoş benim. Bu kadar sade, spor, şık bir hırkaya ne hakla kokoş diyorsa... 
Kumaşım mı? Çok eski. Tam 20 yıl önce almışım. Kızılay'da Tarmanlar mağazasından. Çelik jarse imiş. Bunu al ömür boyu giyersin demişlerdi vaktiyle. Aralık 1994 burdasındaki 110 no'lu modeli dikecektim sözde. Ama üzerine desenli bir örgü kumaş bulamayınca, kumaş da sandıkta pineklemeye başlamıştı. 20 yıl boyunca meğerse bu güne hazırlamış kendini. ( Modeli açıp helalleştim kendisiyle)














Modelin yakası da ön parçayla beraber kesiliyor. Dikiş çizgilerini şaşırmamak için bol teyel aldım.














Önce omuz dikişlerini kapattım. Sonra yaka dikişini kapatıp, yakayı bedene diktim. Zaten tek enteresan yeri burası. Ama kolaycacık yapıldı:)))














Yakanın bedenle birleştiği yeri verev biye ile kapattım.














Dergide, önce yan dikişleri kapatıp sonra kolların takılmasını söylüyordu. Ama bana önce omuz dikişlerinden kolları takıp sonra yan dikişlerini kapatmak daha kolay geliyor.














Overlok makinem olmadığı için çevresini kendi kumaşından biye ile çevirdim. Biye ile uğraşmak biraz zaman aldı. Olsun değdi gene de. Sonunda bitirdim. Çok hoşuma gitti. Bitmiş halini de göstereyim.
Son hali işte böyle. Önüne bayıldım. Siz de beğendiniz mi?

Biliyor musunuz? Terör almış başını gitmiş. Ama basın bize hiç bilgi vermiyor. Az evvel haberlerde üç askerin şehit olduğu yüzeysel olarak söylendi geçti. Ama o askerlerimizi, çarşının ortasında başlarına kurşun sıkarak şehit etmişler. Analar evlatlarını, vatanı korusun diye askere gönderiyor. Ama baş verdiğimiz devletimiz, başlarımızı birilerine peşkeş ( mi ) çekiyor. Düne kadar vatanımızı yıkmaya çalışan birilerini nasıl oluyor da böylesine şımarıklaştırıyorlar. Aslında burada başka şeyler söylemek istiyorum da töremizden, devlete saygıyla öğütlendiğimizden susuyorum.

İşte ruhum aynen böyle. üstümde bir hüzün, elim kolum bağlı, çaresizlik üstüme yağan sonbaharın göz yaşları gibi gün geçtikçe umutlarımı birer kuru yaprak gibi ayak izlerime döküyor.............................

Neyse tekrar dikişe döneyim. Aldığım son kumaşlarımı da hızlıca gösterip, gerçekleri olduğu gibi halka duyuran bir tv kanalı var mı araştırayım.





Kendinize iyi bakın. ülkemiz için dua edin. Herkese iyi geceler ve aydınlık ümit dolu yarınlar dilerim.

22 Ekim 2014 Çarşamba

Ödülüm:))

Bu aralar uğraştığım nice sorun arasında,beni mutlu eden bir ödül, bütün derdimi kederimi aldı. Parmaklarım klavyenin üzerinde hiç bu kadar mutlu dans etmemişti. Nurseeeelll.... çok teşeeeekkküüüürrr:))))))












Mutluluklar da paylaşıldıkça çoğalır yaa.......Ben de yedi kişiyle paylaşıyorum.
1. meşgul anne
2.Emel
3.nurten beğendi
4Gülay Ersoy
5.gooogoook
6.Hanife
7.aktuelmoda
Veeee....Yeniden Nursel arkadaşıma teşekkür ederim.

Bu ödülün şartlarını da hemen Nursel arkadaşımdan kopyalayıp bildiriyorum.
 1-Öncelikle yukarıdaki resmi yayınlamak, 
2-Size ödülü veren bloğun bağlantısını paylaşmak ve takibe almak, 3-Ve ödülü en az 7 kişiye dağıtmak.

Herkese iyi geceler....

3 Ekim 2014 Cuma

Elbisemi bitirdim.

Yarın Kurban Bayramının ilk günü. Hepimizin bayramı mübarek olsun. İnşallah güzel, keyifli bir bayram geçiririz. Bu gün temizlik, güzellik ve dikiş ile geçirdim. Daha doğrusu belki bir aydır her hafta sonumu dikişle geçirmekte isem de, dikmeye başladığım elbisemi tam anlamıyla bugün bitirebildim.















Elbisenin kollarında çok zorlandım. Önce kısa kol çalıştım. Kibar da duracaktı. Ama iki kere dikip söktüm. Kolların biri aşağıda biri yukarıda durdu çünkü. bence kol kalıbı hatalı. Allahtan bol bol kumaş almışım. Şu mu? bu mu? derken havalar soğudu. Ben de kumaşın fazlasından bu defa uzun kol kestim. Kalıbın kolu da eğri olduğu için bir ceket kolu kullanmaya karar verdim. 


Ama kolun duruşunu tam ayarlayabilmek için önce yakayı pervazla temizledim.Daha sonra, yine aynı dergideki trompet kollu ceketin kalıbından faydalandım. Hiç olmazsa büzerek gövdeye yerleştiririm diye. Hem de dökümlü durur diye düşündüm.















İyi ki prova mankeni almışım. Bu defa gerçekten işini yaptı. Kolları mankenin üstünde iğneledim çünkü. Çok daha kolay oldu. Elbisenin omuzlarında da bayağı eğrilik varmış meğerse. Kolların dikişini bitirdikten sonra bir defa giydim. Ama kollar öyle salaş salaş gözüme tuhaf gözüktü. Ben de bu gün kollara manşet taktım.

İşte bitmişi de böyle oldu. Çok beğendim. Bir de arkadan göstereyim
Kolların duruşu harika oldu. Gerçi çok oyaladı. Önce iğnele, sonra tam yerlerinden teyelle. Teyellerken kaçırdığın yerleri yeniden gözden geçir. Sonra da makinenin başına geç. İlk resim ile son hali arasındaki fark, benim emeğimin karşılığı. 

Bu elbise ile giymek üzere aldığım ayakkabımı da göstereyim hemen.

Ucuz bişey. Ama elbiseyle çok şık durdu. Pek elbise giymediğim için bizim sülale çok şaşıracak.
Bu elbisenin kalıbı uzun beden olduğundan, kalıplarda kısaltma yaptım. Onu da göstereyim.

İşte böyle. Bir dikiş maceramı da ( kendimce ) yüzümün akıyla atlattım. Yarın da yeni kollarıyla giyip bayram  kutlayacağım. Bu vesileyle hepinizin bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.