Annemin yaşadığı ve belki de yaşayacakları durduruyor artık beni. Bakayım diyorum hayatıma. Önümde ne kadar zamanım var derken bir elimde çekmecemi karıştırıyor nelerim var diye. İşte bir dil tecrübesi, şu köşede kalan kırık dökük kişisel gelişim bilgileri. İşte bir kaç sayfalık öykü denemelerim. Ama o da yarım. Bazen çapımı küçültüyorum. Sadece mutfak ev işleri falan . bir süre sonra sıkılıp yine yelken açıyorum susuz bir denizde. Karınca adımlarımla geçtiğim yollarda kendimi uzay yolculuğunda imişim gibi hissediyorum nacizane. Olmuyor ama artık böyle. Başlayıp da bitirdiğim bir bölüm yok kitabımda. Herşey yarım, her öyküm anlamsız. İçimde yeniliklere yer kalmamış ama eskilerinde bir faydası yok. Zavallı çekmecem çöp evden beter olmuş.
Şu ara moladayım gene. "Ne zaman ayağa kalktın ki" demeyin, çünkü ben kendime diyorum zaten. İstediğim kadar suçlayayım kendimi, yine de bu keşmekeşten soyutlanamıyorum. Kelimenin tam manasıyla, bu dopdolu çekmecemde, neyim var diye aranırken, aradığımı da bulamıyorum, çıkış kapısını da göremiyorum. Ben kendi hayatımda kayboluyorum.
Neyse çok güzel bir blog daha buldum. Bütün yazılarını okumaya kararlıyım. Ama ne yazık ki kararımda bile kararsızım. Canım sıkkın. Amaçsız, yarınıma güvensiz, hamal gibi yüklendiğim sırtımdakiler değersiz.
Biraz daha dinleneyim sonra yine bakarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne düşündüğünüz önemli